Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak seçimler uluslararası kamuoyu ve basın tarafından yakından takip ediliyor.
Hemen hemen her gün yabancı gazeteler, televizyonlar ve internet siteleri analizler yayınlayarak seçimin nabzını halkına aktarıyor.
ERDOĞAN’IN RAKİP EKONOMİK PARAMETRELERİ
Son analiz Japon Nikkei Assia gazetesinden geldi. “Ekonomik çalkantı Türkiye’de muhalefete açılım yarattı”Başlığın başlığının kullanıldığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talihlerinin değerlendirildiği incelemede, muhalefetin seçimi kazanma şansı değerlendiriliyor. “ekonomik sıkıntılar”gösterildi.
Bu düşüncelere rağmen seçmenlerin gelecek vaadlerine değer verdiğinin belirtildiği analizde, “Türkiye Macaristan mı, Malezya mı, Japonya mı olacak?”soru soruldu
Ekonomik parametrelerdeki durum nedeniyle muhalefetin eli güçlü olsa da Cumhur İttifakı’nın oyunda olduğu kaydedilen haberler, “Milletin İttifakı, neden Cumhur İttifakı’ndan daha iyi bir seçim olduğunu ve iç çatışmalarla nasıl başa çıkabileceğini gösterecek bir dizi somut ekonomik hedefe sahip koordineli bir kampanyadan hâlâ yoksun.”söylendi.
İşte analizdeki en önemli başlıklar:
“…Muhalefetin seçimdeki talihinin artması, esas olarak hükümetin büyük ekonomik başarısızlığının bir sonucudur. 2021’in başından bu yana enflasyon yüzde 80’i aştı ve Türk lirası karşısında üçte ikiden fazla değer kaybetti. Dolar, Erdoğan ve AK Parti ile ilgili, 10 puanlık bir artışa mal oldu ve oy oranını 2018’in altına çekti.
“SADECE EKONOMİYE ELEŞTİRMEK MİLLİ İTTİFAKI KABUL ETMEZ”
Ancak seçmenler geleceğe odaklı. Geçmişte mali açıdan onlara kim zarar vermiş olursa olsun, kime oy verdiklerini kimin sorunlarını çözme olasılığının daha yüksek olduğuna göre şekillendiriyor. Dolayısıyla sadece AK Parti liderliğindeki Cumhur İttifakı’nı eleştirmek, AK Parti’den memnun olmayan seçmenin Millet İttifakı’na geçmesi için yeterli olmayabilir.
“MİLLİ İTTİFAKIN KOORDİNE HAREKETİ YOKTUR”
Muhalefet bugüne kadar yoksulluk, yolsuzlukla mücadele ve yolsuzluğun sona erdirilmesi gibi doğru konulara değindi, ancak hedeflerine nasıl ve ne zaman ulaşılabileceğini tam olarak netleştiremedi. İttifak’taki partilerin liderleri, ‘ücretsiz okul yemeği programı’ başlatmak gibi özel vaatlerde bulunurken, bu sözler muhalefetin genel bir kampanyasına dönüşmedi.
Bu nedenle muhalefet; Millet İttifakı’nın neden Cumhur İttifakı’ndan daha iyi bir seçim olduğunu gösterecek ve bu 6 partinin iç çatışmalarla nasıl başa çıkabileceğini gösterecek bir dizi somut ekonomik hedefe sahip koordineli bir kampanyadan hâlâ yoksun.
MACARİSTAN, MALEZYA VE JAPONYA ÖRNEKLERİ
Muhalefet partileri güçlerini birleştirse bile otokratik bir hükümeti yenmek zordur. Macaristan’da muhalefet; zayıf bir adaya, muhalefet içindeki rekabete ve soyut ‘Avrupa değerlerine dönüş’ vaatlerine odaklandı. Bu, bir iktidar partisinin iktidarı elinde tutmasını nasıl sağlayabileceğinin yakın tarihli bir örneğiydi.
Bazen bu tıbbi muhalefet ittifakları nadiren başarılı olur. Bunun bir örneği, muhalefetteki Pakatan Harapan koalisyonunun 60 yıldır iktidarda olan Barisan Nasional’ı devirdiği 2018 Malezya seçimleriydi. Bu başarı, sadece rakip adayın 92 yaşındaki Mahathir Muhammed olmasıyla değil, seçmenin ekonomik sıkıntılarına doğrudan değinen ve hızlı yardım/çözüm vaat eden bir kampanyayla da ilişkilendirildi.
Türkiye’nin Macaristan’ı mı yoksa Malezya’yı mı takip edeceği bir soru ama başka bir yol var.
Japonya örneği bize, baskın/baskın bir partinin yenilgisinin kalıcı olarak sona ermeyebileceğini hatırlatır. Liberal Demokrat Parti (LDP), 53 yıl sonra 2009’da Japonya Demokrat Partisi’ne yapılan seçimi kaybetti. Ancak LDP’nin 3 yıl sonra yeniden iktidara gelmesi, hakim partilerin; Yerlerine gelen gücün koordinasyon sorunu yaşaması ve ülkeyi yönetmeye hazır olmaması durumunda nasıl kolayca geri dönebileceklerini gösterdi.
“MİLLİ İTTİFAK KAZANARSA ULUSLARARASI ALANDA UMUT YÜKSELECEKTİR”
Erdoğan’ın yeri uzun yıllardır sağlam ama iktidara geldiğinden beri dayanağı hiç bu kadar alçak olmamıştı. Bu, muhalefet partilerine yaklaşan seçimleri kazanmak için altın tepsi fırsatı sunuyor. Bütünleşme sorunlarını aşabilir ve Türkiye’yi ekonomik ve siyasi olarak normale döndürmeye odaklanırlarsa, ülkenin kaderini değiştirebilirler. Bu, uluslararası arenada bu tür ittifakların otokratik hükümetleri sandıkta yenebileceğine dair umutları artıracaktır.”
